MBK 2019-20 Dönemini Tamamladı

MBK 2019-20 Dönemini Tamamladı post thumbnail

MBK: Bir Yılın Özeti…

Mesleki Bilinç Kulubü olarak bir eğitim ve öğretim sezonunu daha bitirmiş olmanın mutluluğunu ve de yeni öğrencilerle kavuşacağımız temennisinin mutluluğunu yaşıyoruz.

İlk dönemde üniversitenin mahiyeti, varlık felsefesi, ontoloji tanımları, üniversite ve varlığa tevhit üzerinden atfedilen anlam ve insanın varlık ve eşya ile ilişkisi gibi başlıklar üzerinden insanın kendini ve mesleğini tanımasına yardımcı olacak seminerlerimiz gerçekleşti. İkinci kısımda ise üniversitenin, mesleğin ve hayatın anlamını daha iyi kavramak amacıyla, temel iktisat ve makroekonomi kavramlarını öğrendiğimiz seminerlerimiz ile dönemi tamamladık.

Son dönemde  Turgay Çavaş öncülüğünde işlemiş olduğumuz ekonomi derslerinin tamamı normal düzenden farklı olarak ülkemizi de etkisi altına alan Koronavirüs salgınından ötürü online olarak gerçekleşti.

İşte sene boyunda konuştuğumuz bazı satır başları:

Öncelikle derslerimiz, üniversite kelimesinin universal/evrensel kelimesinden geldiğini ve insanın varlığı anlamlandırma gibi bir amacı olduğunu anlatarak başladık. Üniversitenin tek başına yeterli olmadığı, üniversiteye aslında neden geldiğimiz üzerine konuştuk ve insanın sırasıyla “anlama, anlamlandırma, yorumlama ve inşa etme” vasıflarını nasıl kullanması gerektiğinden bahsettik. Bu vasıfların öncesinde ise “inanmak” vasfının geldiğini söyleyerek inanmak kavramı üzerine konuştuk.

İnanmak üzerine konuşurken, bilim yaparken de evrenin düzenine inandığımızdan ve bu düzen olmasaydı bilimin başlamayacağından bahsettik. Ardından varlığın yaratılışı üzerine konuşurken sürekli yaratılmakta olan bir varlığın içerisinde olduğumuzu ve bu minvalde; varoluşun değişen şartları içerisinde insanın, sürekli olarak ihtiyaçlarını karşılamak, huzuru aramak üzere bir arayış içerisinde olduğunun üzerinde durduk.

İnanmak üzerine konuşurken, bu kavramın felsefe ve din köklerini irdeledik. Aynı üniversite kelimesinde olduğu gibi, din kelimesinin de kökenine indik. Din kelimesinin Arapça borçlu olmak manasına gelen “ed-deyn” kelimesinden geldiğini öğrendik.

İnsanın alaka kuran bir varlık olduğu üzerine konuşurken birbirimize duyduğumuz, ihtiyaç ve birliktelikten söz ettik. Medeniyetlerden söz ederken ise, büyük medeniyetlerin şehirlerde kurulmasına rağmen, bu hızlı aydınlanmanın beraberinde hızlı bir bozulma getirdiği üzerine konuştuk. Burada konuya istinaden İsmet Özel’in Esenlik Bildirisi’nden bir dizeyi dile getirdik:

“Önemli olan kötülerin çokluğu değil iyilerin vazifelerini unutmamasıdır.”

Varlık felsefesinin devam eden kısmında tevhit inancından, Allah’ı (cc) tenzih ve teşbihten bahsettik. Gördüklerimizin, tabiattakilerin O (c.c.) olmadığını, O’nun münezzehliğini, yani “tenzih” kavramını konuştuk. Ardından bütün yaratılanın O’ndan izler taşıdığını ve bu yüzden değerli olduğunu söyleyerek “teşbih” kavramına değindik. Bu manada, tenzih ile insanın yalnızca Allah’a kul olacağını ve asla köle olmayacağını; teşbih ile ise insanın hiçbir yaratılmışı köleleştiremeyeceğini, bu yüzden de bütün yaratılmışa saygı, edep ve güzellikle yaklaşması gerektiğini vurguladık.

İnsanın yaratılışından konuşurken insanın asli fıtratının iyi olduğunu, vicdanın iyi ve kötü olanı bildiğini, önemli olanın ise vicdanı kapatmamak, onu dinlemek gerektiğini söyledik.

Hamilik Okulu’na “Merhaba!” diyecek yeni arkadaşlarımız ile gelecek MBK’larda görüşmek üzere.

Kategoriler: